Geçenlerde blogunu çok severek takip ettiğim, yaptığı her şeye bayıldığım insanlardan biri olan Pınar Abla'nın instragram postuna denk geldim. Kısaca reçetelerini çalanlardan bahsetmişti. Aynı sorunu fotoğraflarda, reçetelerde hatta çikolatalarda yaşamış biri olarak hislerime tercüman olmuş.
Belki bilirsin sevgili okur, bir süre Star Wars çikolataları yaptım. Aslında Caner'in bana hediye ettiği kalıplarla başladı iş, kendi kendime çikolatalar yaptım. Bir süre sonra arkadaşlarımdan da isteyenler oldu, onlara yapmaya başladıktan sonra instagram üzerinden gelen tekliflerin de birçoğunu geri çevirmedim; yaptım, yolladım. Şu bir gerçek, Star Wars benim malım değil tabi ki ama fikir olarak bırakın etkilenmeyi artık birebir kopyalarını yapanlar, bunları kendi fikri gibi sunmaya çalışanlar oldu. En başta ne kadar sinir olduğumu tabi ki tarif etmeme gerek yok, sonra umursamamayı denedim.
Dört beş gün önce de yine Gökçe'nin başına benzeri geldi daha hala onun geyiği dönerken aramızda, tekrar benzer şeyler bana oldu. Birinin hesabında bırakın benim de çevirdiğim, kendime uyarladığım tarifleri direkt bana ait tarifleri bile herhangi bir referans göstermeden, kendine ait gibi paylaşan insanlar görüyorum.
Şöyle bir şey var,
Dışardan bakınca bu iş çok eğlenceli ve kolay gelebilir ama inanın öyle değil işin aslı. Bir postu hazırlamak ne kadar sürüyor dersiniz? En az 2 günümü alıyor benim. Yapması, fotoğrafları, o fotoğrafların düzenlenmesi, tarifin bloga geçirilmesi derken fazlaca emek harcıyorum. Herhangi bir gelirim, faydam olmamasına rağmen üstelik. Ki bu bloga başlama amacımı da artık biliyorsunuzdur, devam etme sebebimi de. Ben, veya biz bloggerlar, bu kadar emek verip, hem maddi hem manevi olarak yorulurken birtakım insanların bizim bu emeğimizden çıkar sağlamaya çalışmaları da gerçekten insanı soğutuyor.
Rica ediyorum, benim veya başkasının bir tarifini, fotoğrafını paylaşırsanız, referans verin. Yabancı olur, yerli olur... Yabancı kadın nerden görecek demeyin, temiz iş en güzeli.
Gelelim asıl konuya, vişneli çıtır rulolar. Tarif aslında bir Macar tatlısı diyebilirim, ama içerik onlarda daha farklı. Daha baharatlı bir dolgu ile yapıyorlar. Ben kendime göre çikolatalı ve vişneli yaptım. Yıllar önce komşumuz yaptığında hoşuma gitmişti ama içindeki bahartlar bana ağır gelmişti biraz. Tabi o zamanlar baklava yufkası nedir falan bi bilgim yok, hatta o baklava yufkası ile mi yapmıştı onu da bilmiyorum. Ama böyle çıtır çıtır bir şeydi. Strudel gibi. Ben de bir deneme yapayım dedim ve sonucu beni çok mutlu etti.
Katları yağlarken çok fazla vıcık vıcık etmemeye özen gösterin, ağır olur sonra. Kat aralarına fıstık serpiştirebilirsiniz.
2. günden sonra yumuşama oluyor bu yüzden en güzeli ilk gün veya 2.gün tüketmek. Ben çikolata koydum ama çok da gerekli bir şey değil, daha fazla fıstıkla da yapabilirsiniz.
Dilimleme işini pişirme sonraısna bırakırsanız çok görüntüsü daha dağınık olur. En güzeli fırına vermeden dilimlemek ve öyle pişirmek.
Vişneler geçmeden de bu tarifi paylaşmak istedim, zira pazarlar vişne dolu. Baklava yufkası hazır olarak marketlerde bulunuyor. Dondurmanıza gerek olmayan bi hamur.
Bu arada bunu yaptıktan sonra bu tarifin orijinaline yakın bir halini de buldum internette, gelecek sefer onu yapacağım :)